Formula 1’e hızlı giriş yaptı, dikkat çekici başarılar elde etti. Amatör bir gözle bakıldığında
dahi tüm jestleri, söylemleri ve eylemleri bu sporun onun hayatının merkezinde olduğunu
gösteriyordu. Yarış dışı olduğunda, kıl payı kaçırdığı galibiyetlerin ardından ikincilik için
podyuma çıktığında suratı asılırdı, ters demeçler verirdi. Çocuksu bir hırsı vardı. Arabalarına
ilkel ve seksist sıfatlara sahip (sevimlilik kisvesi altında pornografik) kadın isimleri takıyordu. (2009:Kate’s Dirty Sister, 2010:Luscious Liz, Randy Mandy, 2011: Kinky Kylie, 2013: Hungry Heidi)
Kendisini destekleyen, desteklemeyen tüm tarafların gözünde immatür bir persona çizerken
bir yandan da arka arkaya dünya şampiyonlukları geldi. Çalışkanlığı ve azmi tartışmaya kapalı olsa da yeteneği sorgulandı. Asıl şampiyonun, Adrian Newey’nin dehası ve Red Bull’un rakipsiz takım stratejileri olduğunu söyleyenler vardı. Onun konumunda, oturduğu araç ve çalıştığı ekiple piste kim çıkarsa çıksın şampiyon olur denildi. Nitekim çocukluk hayali olan Ferrari’ye geçtikten sonraki performansı bunun aksini iddia edenlere hayal kırıklığı yaşattı. Bu sefer de takımın aleni başarısızlığı ve stratejik zayıflığının Vettel’i aşağı çektiğini söyleyenler oldu. Sonuç itibariyle göz önünde olan herkes gibi, ne yaparsa yapsın bir yerlerde memnun edemediği bir grup mutlaka vardı.
Ferrari sürecinde, artık bir numaralı pilot olmadığını kabullendiği ve rekabetin gerçek
boyutlarını tatmaya başladığında gözle görülür bir değişim başladı. Ferrari’de yaşadığı
talihsizliklere ve başarısızlıklara yıllardır F1 izleyen ve Vettel’e aşina taraftarları şaşırtacak
kadar sakin ve olgun tepkiler veriyordu. Takımla çok uyumluydu, İtalyanca öğrendi. Hatta
podyuma çıktığında İtalyan marşını okuyordu. Sessiz sedasız uzun süredir beraber olduğu
çocukluk aşkıyla evlendi ve arka arkaya 3 tane çocuğu oldu. Evlendiği bile yüzük takmaya
başladığında anlaşıldı, özel hayatı konusunda fazlasıyla ketumdu.
Bunlarla eşzamanlı olarak F1 el değiştirdi ve hemen her şeyi bir şovdan ibaret gören
Amerikalıların eline geçti. Bence bu sporun otantikliğini kaybettirmiş olsa da, dolaylı olarak
Vettel’i taraftar gözüyle daha iyi tanıyıp değerlendirebilmemize sebep olmuş oldu. Çünkü
bana kalırsa özellikle de Red Bull dönemindeki Vettel düşmanlığının bir sebebi de yeni medya kanallarının henüz F1’e çok fazla entegre edilmemiş olmasıydı. Arada çok fazla bir zaman aralığı olmasa da o dönemin pilotları, bizim şimdilerde youtube’dan, tiktok’tan kısa kısa kesitlerini izleyip “ne tatlı çocukmuş”, “ne komik biriymiş” diyebileceğimiz bir bağlamdan yoksundu. En iyi ihtimalle twitter veya instagram aracılığıyla pilotlarla bir temas
kurulabiliyordu. Ki Vettel o mecralarda da yoktu. Zaten magazinel olmayan, popüler sayılacak çoğu şeyden uzak ve kapalı kapılar ardında bir hayat yaşadığı için de onu sadece yarış sonrası reaksiyonları ve mecburi demeçleriyle değerlendirdik. Fakat Amerikalılar gözleri parlayarak satın aldıkları yeni “ürün”leri olan F1’in “satılabilirliğini” artırabilmek için, yeni medya kanalları üzerinden tanıtım stratejileri geliştirdi. Burada pilotlarla taraftarların arasındaki bariyerler şeffaflaştı ve adeta filmlerini tanıtmakla mükellef oyunculara dönüştüler.
Geçmişte, pilotların yürüyüşünden, giyim tarzından, arada sırada magazine yansıyan
haberlerinden yaptığımız çıkarımlarla oluşturduğumuz karakterleri daha reel bir zemine
oturdu ve direkt bir hale geldi. Özellikle youtube aracılığıyla sosyal mecralarda, nispeten
daha kişisel röportajlar veriyorlar, takım arkadaşlarıyla oyunlar oynuyorlar ve giderek bizlere
yaklaşıyorlardı. Vettel de bu furyayı ucundan da olsa yakalayabildi ve onun natürelliğiyle
tanışan taraftarları hayran bıraktı. İlk zamanlarında mecburen uzaktan tanıdığımız hırslı ve
yüzeysel çocuk değil mizahi tarafı güçlü, zeki, mütevazı ve hatta F1’e duyduğu tutkuyu
hafızasında taşıyan bir sporcu vardı. (Bir videoda F1 tarihindeki tüm şampiyonları ezberden
sayıyor, bir diğer videoda henüz Raikonnen’le takım arkadaşıyken bir bilgi yarışması
yapıyorlar ve Raikonnen’le ilgili tarihleri kendisinden daha iyi bildiği ortaya çıkıyor, genel
olarak da eski efsane pilotlara, onların çalışma şekillerine, kazandıklarına dair çok berrak bir
hafızası olduğu görülüyor.)
Bunların yanında, idealist ve aktivist tarafı görünür olmaya başladı. Sosyal medyada
hashtagler paylaşmak veya kiritik konular üzerine uzun uzun yazılar yazmaktan ötede çabasız bir “iyileştirme” arzusu vardı. Kendisini büyük meselelere adadı, bu konularda hamleler yaptı ve görüşlerini bildirdi.
Bu konuda bir röportajı:
“Bu bir sorumluluk gibi geliyor. İnsanlara beni daha zengin yapacakları için
belirli bir içeceği veya belirli bir gömleği almalarını söylemiyorum, bununla
ilgilenmiyorum. İnsan hakları ve iklim krizi her şeyden daha önemli.
Bu bir gecede olan bir şey değil. Katılıyorum, 10 yıl önce söylediklerimden çok
farklı. Ama kimliğimdeki yaşa bakın! Her şeyin bir zamanı ve yaşı vardır. Bu
diğer konuları keşfettiğim için çok mutluyum çünkü dünyamı büyüttüler. Artık
onlar hakkında konuşmak çok doğal geliyor.
Çocuk sahibi olmak insanı iyi biçimde değiştiriyormuş. Çocuklarım bana sevginin
bambaşka bir boyutunu deneyimlettiler ve hayatın, saatte 200 mille araba
sürmekten çok daha fazlası olduğunu anlamama yardımcı oldular. Onlarla
ilgilenmek ve onları kendinizin daha iyi bir versiyonu haline getirmek en önemli
şey.
Çok ayrıcalıklı bir konumdayım. İşim hiçbir zaman iş gibi gelmedi - bu normal
değil. Bu yüzden, sahip olduğum yaşam deneyimini çocuklarımı mutlu etmek
için kullanmak istiyorum."
Ama Vettel'in duruşu evrensel olarak takdir görmedi ve görüşleri nedeniyle eleştirildi. Buna
cevap olarak da, kalbine yakın olan konular hakkında daha fazla şey öğrenmeye istekli
olduğunu, ancak görüşüne katılmayanlar tarafından susturulmaya niyeti olmadığını iddia etti.
"Daha fazla şey öğrenmekten ve yanlış bir şey yaparsam eleştirilmekten çok
mutluyum çünkü bu, bir dahaki sefere doğrusunu yapabileceğim anlamına
gelebilir. Ancak internetteki yorumlar aracılığıyla anonim olarak gelen
eleştirilerden endişe duymuyorum. Bu insanlar kim? İnsanlar benimle doğrudan
konuşacak cesarete sahipse, sorun değil, onları dinlerim. Ama bazı çevrimiçi
sohbet gruplarında?
Ben araştırmacı değilim, bilim adamlarının sahip olduğu bilgiye sahip değilim.
Ama birazcık okursanız noktaları birleştirebilir ve başımızın belada olduğunu
görebilirsiniz. Mesele meraklı olmakla ilgili.”
Savunduğu konularla ilgili her zaman konuşmak ziyade eyleme geçti, basit ama etkili
hamleler yaptı.
- Özel jetleri kesinlikle kullanmıyor, bazen toplu taşıma araçlarında görülüyor ve
genellikle yağmurda bile yarışlara bisikletle gidiyor.
- 35. doğum gününü ve aynı zamanda Nigel Mansell'in Silverstone'daki galibiyetinin 30.
yıl dönümünü, Mansell'in Williams FW14B'sinde karbon nötr yakıt kullanarak "iz
bırakmadan yarışmak" (race without trace) sloganıyla bir demo sürüşü yaparak
kutladı.
- Lewis Hamilton ile birlikte, George Floyd'un öldürülmesinin ardından 2020'de dünya
çapında ırkçılığa karşı gridin en çok ses çıkaran üyelerinden biriydi. Irkçılığa karşı saygı
duruşu esnasında pilotların çoğunluğu ayakta dururken, o diz çökenlerdendi.
- Macaristan'ın 2021'deki LGBTQ+ karşıtı yasa referandumunu "utanç verici" olarak
nitelendirerek protesto etti ve gridde ve milli marş esnasında üzerinde “aynı aşk”
(same love) yazılı gökkuşağı tişörtü giyerek FIA protokollerini çiğnediği için kınandı. Bu
konuda diskalifiye edilme riskine karşıllık “İstediklerini yapabilirler, umurumda değil,
tekrar yaparım.” dedi.
“F1'deki tüm arabaların aynı göründüğünü, aynı rengi, aynı aero parçaları
olduğunu hayal edin. Sıkıcı olurdu ve hiç ilerleme kaydedemezdik. İlerleme
kaydettik çünkü farklı fikirleri, biçimleri, kültürleri uygulamaktan mutluyduk.
İnsanlar için de aynısı geçerli. Bir tür olarak çok fazla evrim geçirdik çünkü
hepimiz farklıyız ve bence farklılıklardan korkmak yerine kutlamalıyız.”
- Geçen yıl İngiltere GP'sinin ertesi günü tribünlerde üç saatten fazla çöp topladı ve atık
yönetim tesisine bizzat teslim etti.
- Ukrayna'da savaşın başlamasından kısa bir süre sonra, eylül ayında yapılması
planlanan Rusya GP'ye katılmayacağını açıkça belirterek, "Bence gitmemeliyim,
gitmeyeceğim. Ülkede yarışmak yanlış. Hayatını kaybeden insanlar, masum insanlar
için üzgünüm.” Ayrıca, Ukrayna halkına desteğini sessizce ama alenen vermek için
yarış alanlarında ve röportajlar sırasında düzenli olarak sarı ve mavi bir kol bandı
takıyor. ( Bununla beraber John Lennon'ın Imagine'inin sözlerini içeren özel bir
"savaşa hayır " (no war) kask tasarımına sahip.)
- BeesAndApple projesinin elçisilerinden birisi oldu. Bu proje kapsamında Avusturya'da
arılar için bir otel inşa etti ve Almanya'ya bir milyon çiçek hediye etmek için
Avusturyalı şarkıcı Andreas Gabalier ile birlik oldu.
- Feltham Genç Suçlular Kurumu'nu ziyaret ederek buradaki mahkumlara tahliye
olduktan sonra ikinci bir şans elde edebilmeleri adına kurulan ve araba ve motor
bakımıyla ilgili temel becerilerin öğretildiği bir araba atölyesinin açılışına destek oldu.
- Londra'daki Oasis Johanna ilkokulunda ruh sağlığı hastalıklarıyla mücadele eden
çocuklara yardımcı olacak yeni bir terapi odasının açılmasına yardım etti. (Oasis Nature, yoksul bölgelerde yaşayan dezavantajlı koşullara sahip çocuklara mental
sağlık konusunda hizmetlere erişme şansı veriyor.)
- F1’in değişim göstermesi gerektiğini ve hatta gereken değişimi göstermediği takdirde
yok olacağını söyledi. Tabi ki çok eleştirildi.
“F1'de yanlış yaparsınız ve sadece birkaç puan kaybedersiniz ve şampiyonluğu
kazanamazsınız. Ne önemi var? Ama gerçek dünyada, insanları incitiyoruz,
ihtiyaç sahibi olanları göz ardı ediyoruz ve bu onların hayatları üzerinde çok
büyük bir etkiye sahip. Sadece bir şampiyonadaki sonuç veya puan değil, bu
onların hayatta ilerleme şansları. Burada bir adaletsizlik duygusu var bu doğru
değil dolayısıyla bu konuda konuşmaktan mutluyum.”
Ama tüm bunlarla beraber, şüphe götürmez biçimde, iklim krizine karşı verdiği demeçler ve
paylaştığı fikirler, hala bunların tam karşısında duran bir spor olan F1’in içinde olmasıyla
keskin bir ironi yaratıyor. Buna cevap olarak da insanları haklı bulduğunu söylüyor ve “Ben
bir aziz değilim!” diyor.
Ayrıca emekli olmadan hemen önce sosyal medyaya girmesi ve sahip olduğu kitlenin yeni
medyadaki potansiyelini tümüyle yakalamış olması da bana kalırsa inanılmaz stratejik bir
hamle. Şu anda 2-3 milyon takipçisi var ve belli ki bu mecrayı bundan sonra, şimdiye kadar
oluşturduğu güçlü ismini arkasına alarak sosyal meselelere dikkat çekmek için kullanacak.
Not: Ben kişisel olarak, şimdiye kadar izlediğimiz Vettel’in bir fragmandan ibaret olduğunu ve ileride dünyayı değiştiren ve çok insana ilham olan bir ikon olacağına inanıyorum.