Tribünler işin içine bu derece girmiş ise, “biz nerede hata yaptık” diye sorgulamanın da vakti gelmiş demektir.

Bir kaç hafta öncesi, maç sonunda başlayan ve görece belirli bir kitle tarafından dillendirilen “yönetim istifa” sesleri, Ankaragücü maçı öncesi, tüm tribünler tarafından gür bir sesle söylendi. Her ne kadar stadyum hoparlörlerinden açılan müzikle buna engel olunmaya çalışılsa da, pek bir netice alınamadı. Günün sonunda, haftalardır söylemeye çalıştığım şey, tüm tribünlere de sirayet etti. Artık birilerinin bu takımın son 2 sezondur neden Mart ay’ının göremediğini, neden Şubat ay’ında hedefsiz kaldığını açıklaması lazım… 

Maç bu protestolarla başlasa da, skorbord 1. dakikayı gösterdiği an tüm protestolar yerini takıma desteğe bıraktı. Beşiktaş’ın istekli, önde basan ve pozisyon üretme çabasında olduğunu gören tribünler de, destekleriyle buna karşılık verdi.  Beşiktaş, Colley, Amir, Onur gibi yeni oyuncularıyla sahaya çıkmış ancak asıl sorunun ya hoca farkında değildi ya da birileri hocayı bu yönde ikaz etmemişti. Bu takımın sezon başından bu yana en büyük sorunu ne? ÜRETEMEME. Beşiktaş üretemiyor, Beşiktaş oyun sıkıştığında özellikle hücum hattında yalpalıyor! Geçtiğimiz sezonlar ya da ligin ilk 4 haftası bu sorunu kim çözüyordu? Ghezzal! İşte tam da bu sebeple o göze hoş gelen futbolu oynuyordu siyah beyazlılar. Rachid’in olmadığı her maç Beşiktaş dengesiz, amaçsız ve gelişine hücumlarla sahada varolma çabasına giriyor. Bir sohbet esnasında, sportif direktör Ceyhun Kazancı şöyle söylemişti “Bizi eleştireceklerse, neden Ghezzal’ın alternatifini almadığımız için eleştirsinler. Bunu anlarız.” İşte temel sorun tam da bu! O zaman soruları hemen arkasından yapıştıralım.

1) Ligin lider Galatasaray’ın orta saha oyuncularından sonra, en çok gol fırsatı yaratan oyuncusu olan Maxim neden yedek başlar? 

2) Hedefsiz kalmış bir takım neden hala iç sahada Gedson Salih ikilisi ile sahada üretmeye çabalar? 

3) Türkiye kariyeri boyunca 2 farklı hoca tarafından derin oyun kurucu olarak oynatılan Amir, hangi sebeple bu pozisyon dışından oynatılır?

4) Lig serüveninde şampiyonluk şansı kalmayan, Türkiye kupasından elenen Beşiktaş, ne zaman Semih’i, Berkay’ı, Demir Ege’yi ya da Kerem’i kazanacak? 

Şimdi değilse ne zaman?

Mühim olan, bazı şeyleri işler iyi giderken de söyleyebilmek. Beşiktaş, gol atmasına rağmen bu orta alan kurgusu ve Salih ile başlanan her maçta 1 kişi eksik oynuyor. Bunun en net örneği ise, yine maça her zamanki gibi tempolu başlayan Beşiktaş, 10. dakika sonrasında yine yokları oynadı. Gole kadar ve hatta golden sonra da sahada yine üretemeyen bir Beşiktaş takımı vardır. Bu kısır döngünün tam da ortasında Masuaku’nun yerini kaybettiği, Cenk’in de kaleleri karıştırırcasına yaptığı asist sonrası Sowe belki kariyerinde attığı en rahat golerden birisine imza attı. 

Cenk neden bir anda formdan düştü? Aboubakar neden bu kadar etkisiz oynuyor? Bakın yukarıda Salih örneğinde anlattığım gibi, işler iyi giderken konuşmak, anlatmak, sormak daha evladır. Aboubakar harika bir golcü vuruşu ile muazzam bir gol attı. Peki ya öncesi? 55 dakika ne yaptı? Bu Aboubakar’ın suçu değil… Sizin elinizde ceza alanı içi ve çevresinde bu derece etkili bir golcü varsa, ona alan açmak ya da onu topla buluşturmak zorundasınız. Beşiktaş’ın merkezden golcülerinin dışında bireysel hiç bir oyun girişimi yok. Düne kadar buna uygun bir oyuncusu da yoktu ancak artık var! Hoca’nın bir şekilde Maxim’i içeri atması ve oyuna dahil etmesi şart. Aksi halde böyle kısır ve üretkenlikten uzak Beşiktaş’ı hem iç saha hem de dış saha fark etmeksizin izlemeye devam ederiz.