Son 3 iç saha maçında sadece 2 puan alabilen Beşiktaş'ın teknik direktörü Valerien Ismael maç sonu gerçekleşen basın toplantısında, "Puan durumuna bakarsak, hala yukarılardayız. Puanlar birbirine yakın. Şampiyonluk ekim ayında değil, mayısta kazanılıyor." yorumunu yaptı. Basın toplantısına katılma şansım olsaydı, soracağım soruyu bu yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Bu tespiti son 3 iç saha maçından sadece 2 puan alabilen ve maç başı 1.9 puan ortalaması ile oynayan bir takımın teknik direktörü olarak, şampiyonluk inancıyla mı söylüyorsunuz?
Yoksa fikstüre hakim olduğunuzu ve ligin bu sezon Mayıs ayında bittiğinin farkında olduğunuz şeklinde mi yorumlayalım?"
Bu soruyu sormak istememin sebebi, Beşiktaş'ın bu sezon şampiyonluk mücadelesinde etkili olabileceğine dair inancımı oyun özelinde kalmamış olması. Valerien Ismael sezon başından beri birçok defa hatalar yaptı. Alanya deplasmanında 2 stoperi oyuna sokması, Başakşehir maçında atılması ve Fenerbahçe maçının 70 dakikasını heba etmesi gibi. Bu hatalar onu etkiliyor ve devam eden haftalarda başka hatalar yapmasına sebep olacak baskıyı oluşturuyor.
Bu maç özelinde spesifik bir hatalara birazdan değineceğim öncesinde, dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta var. Beşiktaş maçın ikinci devresinde oynamaya başladığı pas ve set hücumlarını yapabiliyorsa, neden son 5 haftada savunmadan Weghorst'a top şişirdi? Neden rakip ceza sahası çevresinde Muleka ile etkinliği parmak ısırtan Weghorst'u sahanın ortasında bir hava topu istasyonu gibi kullandı?
Beşiktaş'ın bulduğu ikinci gol, sahada izlediğimiz oyun sebebiyle geçmişte kalan güzel günlerden bir başarılı hücum ezberinden başkası değildi. Nasıl mı? Oyun merkezinin ters kanadına savunmadan kenar hücumcuya diyagonal bir top atılır, oyuncu savunma arkasında topla buluşur. Forveti desteklemek için giren oyuncu pozisyon içinde topla buluşup golü atar. Hatırladınız değil mi? Beşiktaş Quaresma, Babel, Cenk, Talisca hattı ile bu set sonucunda defalarca gol buldu.
Dünkü gol iste son noktada biraz farklılık gösterdi sadece. İşte futbol bazen bu kadar basit.
Gelelim spesifik hatalara, Beşiktaş'ın sezon başında en etkili silahı tempoyu yükseltebilme becerisiydi. 10 günde 4. maçına çıkmak zorunda kalan Trabzonspor'u tempolu oyun tuzağına çekmemek ilk hataydı bence. İkinci hata ise, artık olmadığı konusunda fikir birliğine varılan Dele Alli ısrarı sebebiyle heba edilen oyun sekansları. 3'lü ortasaha düzeninde devam etmek isteniyorsa Redmond Dele yerine iyi bir opsiyon olabilir. Yada Beşiktaş iç sahada çift forvetli sistemi benimseyebilir. Bunların hiçbirisi sahada gezinen Dele tercihi kadar negatif sinyaller vermez kamuoyuna.
Valerien Ismael hocaya sormak istediğim soru, aslında bir bilinmeyenli matematik denklemi misali kafamı kurcalıyor birkaç haftadır. Beşiktaş'ın son haftalarda tercih ettiği uzun toplar, Weghorst - Muleka bağlantısının gözardı edilmesi ve kolay savunulabilinen bir rakip olması bu denklemin aklıma takılmasına sebep oldu.
-(Zaman) x - (Puan) =? Yani kaybedilen zaman ve puanlar denkleminin bilinmeyeni kaçan Şampiyonluğa eşit olabilir mi?